Haruki Murakami - Zemberekkuşu'nun Güncesi

25 Eylül 2009 Cuma



Bu kitabın ismini de yazarını da duyalı çok olmadı. Hiç Japon Edebiyatı okumadım ben. Sanırım bunun farkına varıp da neler varmış kimler varmış Japon Edebiyatından Türkçemize çevrilen diye bakınırken bulmuştum. Bir kaç kitap ve yazar da dikkatimi çekmişti ama aklımda kalan sadece bu kitap oldu.

Kitabın Doğan Kitap'taki tanıtım sayfasından:

Zemberekkuşu’nun Güncesi


MURAKAMİ Haruki
Çeviren: Nihal Önol

Japon edebiyatının aykırı çocuğu Haruki MURAKAMİ, "Zemberekkuşu’nun Güncesi" adlı, kendisine dünya edebiyatında önemli bir yer açan romanıyla Türkçe’de. Onu "İmkânsızın Şarkısı"yla tanıyan okurları yine keyifli edebiyat dakikaları bekliyor. MURAKAMİ bu kez çağdaş politikanın anlamsızlığından, İkinci Dünya Savaşı'nda Japonların saldırganlığından ve aşkın gelip geçiciliğinden söz ediyor. Tokyo’nun bir banliyösünde yaşayan anakarakteri Toru, otuzlu yaşlarının başında, işsiz, evliliği kötü giden, amaçsız biridir. Roman, onun gerçekle hayal arasında gidip gelen maceralarını anlatır, ki bu maceraların arasında bir kuyuda vakit geçirmek ve o kuyudan aniden bir otel odasına geçmek, hatta orada bir kadın tarafından baştan çıkarılmak da vardır. Bu çılgın fikirlerin arasına başkalarının hikâyeleri de girer, acımasız savaş hikâyeleri…

Toru’nun başına gelen olağandışı olaylar MURAKAMİ’nin hayalgücünün genişliğini bize bir kez daha gösteriyor. Gerçekle olağanüstü arasında gidip gelen bu romanın dünyasını okuyucuya cömertçe ve hiçbir sınır tanımadan sunduğu kesin. Üstelik cesur bir girişim bu. Yani "Zemberekkuşu’nun Güncesi"nde MURAKAMİ’nin yetkin ve cesur kalemiyle bir kez daha buluşacaksınız. Ki, bu bile başlı başına bir zevk!

Read more...

Saul Bellow - Yağmur Kral



İletişim Yayınları'nın Modern Klasikler dizisindeki kitapların hemen hemen hepsini okumak istiyorum sanırım. Bu dizide benim daha önce hiç duymadığım yazarlar olduğunu, üstelik bu yazarların ve kitaplarının övgüyle anıldığını farkettiğimden beri kendimden utanıyorum. Bu eksikliğimi de hemen kapatmak istiyorum. Şu anda evde sırayla onları okumamı bekleyen satın almış olduğum yaklaşık elli kadar kitabı bitirdiğimde ilk satın alacağım kitaplar bu diziden olacak mutlaka. Bu süreyi kısaltmak için çalışmalarım sürüyor.

Yağmur Kral'a gelirsek, yayın evinin tanıtım sayfasında ve muhtemelen kitabın arka kapak yazısında şu şekilde anlatılmış:

Yağmur Kral, Afrika’ya seyahate çıkan, mutsuz milyoner Eugene Henderson’ın çarpıcı hikâyesini anlatıyor. Orta yaş krizini atlatmaya çalışan Henderson, para, konum ve büyük bir aileye sahip, 55 yaşında efsanevi bir adamdır.


Kaderinde doktor olmanın yazılı olduğuna inanan Henderson, hayatının eksiklerle dolu olduğunu düşünerek gittiği Afrika’da bambaşka bir maceraya atılır. Henderson’ın gücü, harika başarıları ve dizginlenemeyen hayat tutkusu, ona kabilenin hayranlığını kazandırır¬¬ ve kabilenin Yağmur Kralı olur.

Bu komik ve eğlenceli romanda Bellow, hiç gitmediği Afrika’nın bütün zengin renklerini ve egzotik geleneklerini uyandırıyor. Yağmur Kral bir adamı hayata bağlayan güçlere derin bir bakış.

“Bellow’un eğlence dolu anlatısı ve dilinin olağandışı yaratıcılığıyla vahşice ve çılgın bir rüya gerçekleştirilmiş.”
CHICAGO TRIBUNE
Ayrıca kitabın yazarının şu cümlesi beni çok  etkiledi, daha güzel bir "hayat ile roman" tanımı yapılabilir miydi  acaba?

“Bir roman, birkaç doğru izlenim ve bundan çok daha fazla yanlış izlenim arasında dengelenmiştir, ki biz buna hayat diyoruz.”


Saul Bellow
 Yine İletişim Yayınlarının kitabın tanıtım sayfasında verilen kitabın künyesi:

Read more...

Sabitfikir - Kitap ve Düşüncenin e-dergisi

sabitfikir, yeni bir e-dergi. Yeni çıkan kitapları takip etmeyi seven, kitaplar hakkında yorumları, eleştirileri okumayı seven biri için oldukça güzel bir çalışma. İlgiyle takip edeceğim.

Read more...

Sadık Yemni - Muska



Sadık Yemni, uzun zamandır okumak istediğim yazarlar arasında. Ve bu liste o kadar kabarık ki fırsat bulup da hala okuayamamışım kendisini. Sadık Yemni'nin kitaplarını okumaya "Muska"dan başlamak istiyorum.



Kitabın Türü: Polisiye, fantezi, korku, gerilim,mistisizm ve bilim. 310 sayfa

2007 yılında Everest Yayınevi tarafından tekrar basılan kitabın yayınevinin sitesindeki tanıtımı şöyle:
İzmir’in bir roman başkişisi olarak en eğlenceli maceraları yaşadığı kitaplar, hiç kuşku yok ki, Sadık Yemni’nin haşarı delikanlısı Sarp’ın öykülerinin dile geldiği kitaplar. Bu dizinin ilk kitabı olan Muska’da Sarp altmışlı yılların İzmir’inde, bu dünyanın ve diğer dünyanın birbiriyle rastlaştığı o ince çizgideki serüvenleriyle okurun karşısında. Gizemli gerçekler, büyücü yaşlı kadınlar ve Levanten kimliğinin son demlerini yaşayan İzmir…ve delifişek, kimya meraklısı bir delikanlı olan Sarp.


Günümüz Türk edebiyatında örneğine çok sık rastlamadığımız büyülü, cinli, perili öyküler, Sadık Yemni’nin elinde tadına doyulmaz bir okuma şölenine dönüşüyor.

Sadık Yemni okumaya Muska'dan başlamak istememin nedeni itiraf edeyim ki olayın İzmir'de geçiyor olması. Yazarın İzmir'i nasıl anlattığını çok merak ediyorum.

Read more...

Jorge Luis Borges - Yolları Çatallanan Bahçe

8 Eylül 2009 Salı

Yolları Çatallanan Bahçe'yi ilk nerede duydum, nereden alınacaklar listeme ekledim hatırlamıyorum. Ancak uzun bir süredir alışveriş yaptığım sitede tükendi olarak gördüğümü hatırlıyorum. Bulduğum an alacağım sanırım...
Okurunu hiç durmadan çatallanan yollardan geçirerek zihinlerdeki en garip ve güzel bahçelere ulaştıran Jorge Luis Borges’ten 18 kısa hikaye ve Andre Maurois’in Borges sunusu... Labirentler, serüvenci gençler, casuslar, yazarlar, “tasarım harikası” gezegenler, alçaklık hikayeleri anlatan alçaklar, katillerini bekleyen katiller: “Borges dünyası”ndan, Maurois’in deyişiyle “tinsel vatanı olmayan” Borges’in dünyasından, dünyaya ve “ötesi”ne ilişkin yansımalar.
Yine tanıtım İletişim Yayınları.

Read more...

Carson McCullers - Küskün Kahvenin Türküsü

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Küskün Kahvenin Türküsü bir kahvesever olarak dikkatimi çekti. Sevgi felsefesi ile ilgili olduğu yazılıyor. Sevginin felsefesi var mı bilmiyorum ama bu kitabı da merak ediyorum. Belki bundan öncekiler kadar çok değil ama yine de merak ediyorum işte....
...Bir seven vardır, bir de sevilen. Ama bunlar başka başka beldelerininsanlarıdır. Sevilen çoğu zaman sevenin içinde uzun zamandır saklı duran sevgi içinyalnızca bir uyanadır... En olağandışı kişiler bile sevgi için bir uyana olabilir... En sıradan birisi coşkun, ateşli ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir....
Carson McCullers daha yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek adlı romanıyla ABD'deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinİikleriyle tanıştırmıştı. Küskün Kahvenin Türküsünde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan "sevgi felsefesi"ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Öykünün sonundaki "Oniki Ölümlü" zincirli mahkûmlar, tekdüzelikten kaçmayı nasıl bir türküde ararlarsa, yazarın kişileri de bu kaçışı sevgide ararlar. Kitapta yer alan diğer allı öyküde de yalnızlıklarını duyumsayan karakterlerle karşılaşırız... Çocukluktan genç kızlığa geçiş sancılarını yaşayan bir kız...Yabancı bir ülkede yaşayan ve sevgisizliğin ne denli acı vereceğini geç anlayan bir erkek...Yaşamını biraz olsun tekdüzelikten kurtarmak için hayalinde farklı bir yaşam sürdürmeye çalışan bir müzik Öğretmeni... Carson McCullers'ın usta kaleminden, bir sevgi dilini yaratan ve derinlemesine hisseden kahramanların öyküsünü anlatır Küskün Kahvenin Türküsü.
Çeviren: İpek Babacan - 157 sayfa, 2. hamur, ISBN: 9754586373; Boyut: 13,5x19,5 cm; Baskı Tarihi: Nisan 2005Özgün Dili: İngilizce; Özgün Adı: The Ballad of the sad Cafe
Tanıtım netkitap sitesinden alıntıdır.

Read more...

Thomas de Quincey - Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet

İletişim Yayınları'nın kitaplarını özellikle takip ediyorum. Bu şekilde takip ettiğim bir kaç yayınevi var. Yabancı yazarların kitaplarını alırken en çok dikkat edilmesi gereken unsur çeviridir bence. Bu nedenle bazı yayınevleri daha önce gelir benim için. Ayrıca İletişim Yayınları kadar Alsancak'taki İletişim Kİtabevi'ni de çok severim. Bu nedenle de bu blogda bol bol bu yayınevinin kitaplarını sıralayacağım galiba.
Bu kitabın ilk önce elbetteki ismi dikkatimi çekti. Nedense cinayetler, cinayet işleyenlerin psikolojisi ile ilgili yazılar, kitaplar ilgimi çekiyor. İçimde bir cani mi barındırıyorum nedir? Ama bu kitaba da oldukça uzun zamandır sıra gelmedi. Umarım arada kaynamadan alır okurum bu kitabı da.
Ondokuzuncu yüzyıl Batı edebiyatının en büyük ve en ihmal edilmiş yazarlarından biri olan Thomas de Quincey’nin bu üç parçalık uzun denemesi, en dehşet verici insani eylemlerden birine, ‘cinayete’, hiç beklenmedik bir gözle bakıyor: İnce ince tasarlanmış, her ayrıntısı düşünülmüş sanatsal bir ürün olarak. Bir tablo, şiir ya da beste gibi. İsmet Birkan’ın mükemmel çevirisinden okuyacağınız bu şaşırtıcı, yadırgatıcı, sürükleyici kitap, bir seri katilin kafasının içinden geçenler kadar, insan aklıyla dünya gerçekliğinin, şiddetle sanatsallığın birbirlerine karışıp nasıl allak bullak edici insani sorular sordurabildiği hakkında. “Biraz de Quincey karıştırdım ve bunca zaman onu okumamış olmakla neler kaçırdığımı fark ettim. Sen de hemen herhangi bir yazısını ya da kitabını bulup başlamalısın...” Vladimir Nabokov, Edmund Wilson’a bir mektubundan “De Quincey’e o kadar çok şey borçluyum ki, bu borçların sadece birkaçını anarsam sanki başka borcum yokmuş gibi zannedilir diye korkuyorum.” Jorge Luis Borges
Tanıtım yine İletişim'den...

Read more...

Bilge Karasu - Göçmüş Kediler Bahçesi

Metis Yayınları tarafından yayımlanmış Bilge Karasu'nun bu kitabını da çoookkk uzun zamandır merak ediyorum. Bir türlü sıra gelmedi, fırsat olmadı.
Bilge Karasu'nun edebiyatına ilk kez başlayacak olanlara Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı ile Göçmüş Kediler Bahçesi'ni öneriyoruz. Kitap, yayın tarihi olarak yazarın üçüncü kitabıdır, 1980 öncesi dönemi temsil eder. (...)
"Oyun üzerine ne biliyorsam ondan öğrenmiştim. Ustam karşımda duruyordu. Ama oyunun oynanması üzerine bilgi vermemişti. Satranca çok benzeyen bu oyunda taşların, yani bizlerin adı, satrançtaki gibiydi, kurallar hemen hemen aynıydı. Bir iki noktada satrançtan ayrılınıyordu. O noktaları da başkan anlatmıştı bu sabah. Ne ki, satranç oynamasını bilip bilmediğimi kimse sormamıştı. Morların bilmesi gereksizdi zaten. Bir zamanlar biraz oynamış olduğum için, oyunu bilmiyorum diyerek işin içinden sıyrılmağa da kalkışmamıştım. Oynamak istemiştim, başından beri, onu gördüğümden, oyuna katılıp katılmayacağımı soruşundan beri..." – Bilge Karasu
Elimdeki kitapları bitirinceye kadar yeni kitap almayı düşünmüyorsam da aldığım ilk kitap mutlaka Göçmüş Kediler Bahçesi olacak.
Tanıtım Metis Kitap'tan....

Read more...

Saul Bellow - Günü Yaşa

Yine İletişim Yayınları, yine daha önce duymadığım ama Nobel Edebiyat Ödüllü olması nedeniyle dikkatimi çeken bir yazar ve kitap.
Saul Bellow 1976'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığında, ödül komitesi Günü Yaşa'yı diğer kitaplarından ayırıp özel olarak övmüştü. İletişim Yayınları da "Modern Klasikler" dizisine bu güçlü ve dokunaklı kitapla başlıyor. Günü Yaşa, ailesini, işini ve ümitlerini kaybetmiş başarısız aktör Tommy Wilhelm'in bir gününün hikâyesi. Bir adamın paramparça olmuş, değiştirmek istediği ve baştan aşağı sorguladığı hayatı hakkında çarpıcı bir roman. Bellow'un ilk defa 1956'da yayımlanan bu çok parlak kitabını yepyeni bir tercümeyle sunuyoruz.
"Bellow Amerikan edebiyatının belkemiğidir."Philip Roth
"Saul Bellow, 20. yüzyıl Amerikan yazarları arasında devlerden biri, belki de tek devdir."J.M. Coetzee
"Bellow'un kitaplarındaki her cümle bizi onu sevmeye ve daha yakın olmaya davet eder.John Updike

Read more...

Joseph Conrad - Narcissus'un Zencisi

Bu kitap da yine İletişim Yayınları'nın Modern Klasikler Dizisinden:
“Yemek yiyemiyorum, kâbuslar görüyorumve karımı korkutuyorum. Bitsin artık şu kitap.”Conrad’ın, kitabı bitirmeye çalışırken Edward Garnett’a yazdığı bir mektuptan
1897’de yayımlanan Narcissus’un Zencisi, bazı eleştirmenlere göre Conrad’ın “büyük romanlar” dönemini başlatan kitaptır. Bombay’dan Londra’ya giden Narcissus gemisinde, James Wait isimli zenci bir tayfayla diğer mürettebat arasında geçen bu gerilimli hikâyenin, aslında temel olarak bugün “ötekilik” diye adlandırdığımız sorun hakkında olduğu söylenebilir. Gemilerini ve hayatlarını tehlikeye atarak, tüberküloza yakalanan zenci bir tayfayı kurtarmaya çalışan bir kısım mürettebat, karşılarında “zenci tayfayı” umursamayan bir kaptan bulurlar ve işler karışır. İnsancıllık, bencillik ve bir arada yaşamanın ahlâki boyutu hakkındaki bu ünlü hikâyeyi, Haluk Şahin’in çevirisi ve Conrad’ın çok önemli bir “modern edebiyat manifestosu” olarak kabul edilen önsözüyle sunuyoruz.
“Narcissus’un Zencisi, hiç şüphesiz, modern bir başyapıttır.”Malcolm Bradbury
İletişim Yayınevi'nin tanıtım sayfasından alınmıştır.

Read more...

Joseph Conrad - Lord Jim

İletişim Yayınları tarafından yayınlanan Lord Jim yayınevinin sitesinde şöyle tanıtılmış. Tanıtım aynı zamanda kitabın arka kapağından :
“Conrad’ın etkileyici ifadelerinin ve yarattığı atmosferin cazibesi hiç bu kadar belirgin olmamıştı. Lord Jim gibi nadir edebi kaliteye sahip bir kitabı minnet ve coşkuyla karşılamalıyız.”
THE NEW YORK TIMES
Lord Jim, İngilizce’de yazılmış en değerli ve derin psikolojik romanlardan biridir. Sadece dilin olanaklarını zorlamakla kalmaz, ahlakı kendi döneminin de ötesine taşıyarak evrensel bir kavram olarak tartışmaya açar. Genç ve idealist bir İngiliz olan Jim, Patna adlı ticaret gemisiyle çıktığı yolculukta korkaklığı yüzünden küçük düşer. Bu olayın Jim’in kişiliği üzerindeki etkisi büyük ve sarsıcı olur. Bütün cesaretini kaybetmek üzereyken, Marlow adında yaşlı bir adamla tanışır. Marlow onu egzotik Patusan’a götürür ve Jim’in cesareti burada tekrar sınanır. Lord Jim, cesaret ve korkaklık, kendini tanıma ve değişim hakkında yazılmış en önemli romanlardan biridir.
“Marlow, modern edebiyatın en dikkat çekici ve büyüleyici karakterlerinden biridir.”
HAROLD BLOOM
Fotoğraf, geçenlerde kitabı inceleyip alıp almamaya karar veremeyince ismini unutmamak için tarafımdan çekilmiştir.
Yayınevinin tanıtım sayfasında verilen künye de şöyle:

Read more...

Benim Sevgili Kitaplarım Hakkında

Her sitede ayrı ayrı listeler hazırlamaktan yoruldum. Tek bir yerde okumak istediğim kitapların listesini yapmak istiyorum. İncelediğim kitapların isimlerini yazdığım kağıtları kaybetmekten de yoruldum. Artık bakacağım tek yer var. Bu blog sadece benim için hazırlandı :)

Okumak İstediğim Kitaplar'dan Okuduklarım

  © Blogger templates Newspaper II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP